Kur'an-ı Kerim » Türkçe » Fetih Suresi
Türkçe
Fetih Suresi - Ayet sayısı 29
لِّيَغْفِرَ لَكَ اللَّهُ مَا تَقَدَّمَ مِن ذَنبِكَ وَمَا تَأَخَّرَ وَيُتِمَّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكَ وَيَهْدِيَكَ صِرَاطًا مُّسْتَقِيمًا ( 2 )

Böylece Allah senin geçmis ve gelecek günahini bagislar. Sana olan nimetini tamamlar ve seni dogru yola iletir.
هُوَ الَّذِي أَنزَلَ السَّكِينَةَ فِي قُلُوبِ الْمُؤْمِنِينَ لِيَزْدَادُوا إِيمَانًا مَّعَ إِيمَانِهِمْ ۗ وَلِلَّهِ جُنُودُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ وَكَانَ اللَّهُ عَلِيمًا حَكِيمًا ( 4 )

Imanlarina iman katsinlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O'dur. Göklerin ve yerin ordulari Allah'indir. Allah bilendir, herseyi hikmetle yapandir.
لِّيُدْخِلَ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَيُكَفِّرَ عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ ۚ وَكَانَ ذَٰلِكَ عِندَ اللَّهِ فَوْزًا عَظِيمًا ( 5 )

Mümin erkeklerle mümin kadinlari, içinde ebedi kalacaklari, altlarindan irmaklar akan cennetlere koymasi, onlarin günahlarini örtmesi içindir. Iste bu, Allah katinda büyük bir kurtulustur.
وَيُعَذِّبَ الْمُنَافِقِينَ وَالْمُنَافِقَاتِ وَالْمُشْرِكِينَ وَالْمُشْرِكَاتِ الظَّانِّينَ بِاللَّهِ ظَنَّ السَّوْءِ ۚ عَلَيْهِمْ دَائِرَةُ السَّوْءِ ۖ وَغَضِبَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ وَلَعَنَهُمْ وَأَعَدَّ لَهُمْ جَهَنَّمَ ۖ وَسَاءَتْ مَصِيرًا ( 6 )

Ve o Allah hakkinda kötü zanda bulunan münâfik erkeklere ve münâfik kadinlara, Allah'a ortak kosan erkeklere ve ortak kosan kadinlara azap etmesi içindir. Kötülük onlarin baslarina gelmistir. Allah onlara gazap etmis, lânetlemis ve cehennemi kendilerine hazirlamistir. Orasi ne kötü bir yerdir!
وَلِلَّهِ جُنُودُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ وَكَانَ اللَّهُ عَزِيزًا حَكِيمًا ( 7 )

Göklerin ve yerin ordulari Allah'indir. Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ شَاهِدًا وَمُبَشِّرًا وَنَذِيرًا ( 8 )

Süphesiz biz seni, sâhit, müjdeleyici ve uyarici olarak gönderdik.
لِّتُؤْمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَتُعَزِّرُوهُ وَتُوَقِّرُوهُ وَتُسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَأَصِيلًا ( 9 )

Ki, Allah'a ve Resulüne iman edesiniz, ve bunu takviye edip, O'na saygi gösteresiniz ve sabah aksam O'nu tesbih edesiniz.
إِنَّ الَّذِينَ يُبَايِعُونَكَ إِنَّمَا يُبَايِعُونَ اللَّهَ يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْدِيهِمْ ۚ فَمَن نَّكَثَ فَإِنَّمَا يَنكُثُ عَلَىٰ نَفْسِهِ ۖ وَمَنْ أَوْفَىٰ بِمَا عَاهَدَ عَلَيْهُ اللَّهَ فَسَيُؤْتِيهِ أَجْرًا عَظِيمًا ( 10 )

Herhalde sana bey'at edenler ancak Allah'a bey'at etmektedirler. Allah'in eli onlarin ellerinin üzerindedir. Kim ahdi bozarsa ancak kendi aleyhine bozmus olur. Kim de Allah'a verdigi ahde vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.
سَيَقُولُ لَكَ الْمُخَلَّفُونَ مِنَ الْأَعْرَابِ شَغَلَتْنَا أَمْوَالُنَا وَأَهْلُونَا فَاسْتَغْفِرْ لَنَا ۚ يَقُولُونَ بِأَلْسِنَتِهِم مَّا لَيْسَ فِي قُلُوبِهِمْ ۚ قُلْ فَمَن يَمْلِكُ لَكُم مِّنَ اللَّهِ شَيْئًا إِنْ أَرَادَ بِكُمْ ضَرًّا أَوْ أَرَادَ بِكُمْ نَفْعًا ۚ بَلْ كَانَ اللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا ( 11 )

yakinda a'râbilerden geri kalmis olanlar sana diyecekler ki, "Mallarimiz ve ailelerimiz bizi alikoydu. Allah'tan bizim bagislanmamizi dile." Onlar kalplerinde olmayani dilleriyle söylerler. De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O'na karsi kimin bir seye gücü yetebilir? Hayir! Allah yaptiklarinizdan haberdardir.
بَلْ ظَنَنتُمْ أَن لَّن يَنقَلِبَ الرَّسُولُ وَالْمُؤْمِنُونَ إِلَىٰ أَهْلِيهِمْ أَبَدًا وَزُيِّنَ ذَٰلِكَ فِي قُلُوبِكُمْ وَظَنَنتُمْ ظَنَّ السَّوْءِ وَكُنتُمْ قَوْمًا بُورًا ( 12 )

Aslinda siz Peygamber ve müminlerin, ailelerine geri dönmeyeceklerini sanmistiniz. Bu sizin gönüllerinize güzel göründü de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak etmis bir topluluk oldunuz.
وَمَن لَّمْ يُؤْمِن بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ فَإِنَّا أَعْتَدْنَا لِلْكَافِرِينَ سَعِيرًا ( 13 )

Kim Allah'a ve Rasulüne iman etmezse süphesiz biz, kâfirler için çilgin bir ates hazirlamisizdir.
وَلِلَّهِ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ يَغْفِرُ لِمَن يَشَاءُ وَيُعَذِّبُ مَن يَشَاءُ ۚ وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَّحِيمًا ( 14 )

Göklerin ve yerin mülkü Allah'indir. O, diledigini bagislar diledigini azaplandirir. Allah çok bagislayan çok merhamet edendir.
سَيَقُولُ الْمُخَلَّفُونَ إِذَا انطَلَقْتُمْ إِلَىٰ مَغَانِمَ لِتَأْخُذُوهَا ذَرُونَا نَتَّبِعْكُمْ ۖ يُرِيدُونَ أَن يُبَدِّلُوا كَلَامَ اللَّهِ ۚ قُل لَّن تَتَّبِعُونَا كَذَٰلِكُمْ قَالَ اللَّهُ مِن قَبْلُ ۖ فَسَيَقُولُونَ بَلْ تَحْسُدُونَنَا ۚ بَلْ كَانُوا لَا يَفْقَهُونَ إِلَّا قَلِيلًا ( 15 )

Siz ganimetleri almak için gittiginizde geri kalanlar: "Birakin biz de arkaniza düselim." diyeceklerdir. Onlar, Allah'in sözünü degistirmek isterler. De ki: Siz bizimle gelemeyeceksiniz. Allah daha önce böyle buyurmustur. Onlar size: "Bizi kiskaniyorsunuz." diyeceklerdir. Bilakis onlar, pek az anlayan kimselerdir.
قُل لِّلْمُخَلَّفِينَ مِنَ الْأَعْرَابِ سَتُدْعَوْنَ إِلَىٰ قَوْمٍ أُولِي بَأْسٍ شَدِيدٍ تُقَاتِلُونَهُمْ أَوْ يُسْلِمُونَ ۖ فَإِن تُطِيعُوا يُؤْتِكُمُ اللَّهُ أَجْرًا حَسَنًا ۖ وَإِن تَتَوَلَّوْا كَمَا تَوَلَّيْتُم مِّن قَبْلُ يُعَذِّبْكُمْ عَذَابًا أَلِيمًا ( 16 )

A'rabilerin geri birakilmis olanlarina de ki: Siz yakinda çok kuvvetli bir kavme karsi savasmaya çagirilacaksiniz. Onlarla savasirsiniz veya müslüman olurlar. Eger itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndügünüz gibi yine dönecek olursaniz sizi acikli bir azaba ugratir.
لَّيْسَ عَلَى الْأَعْمَىٰ حَرَجٌ وَلَا عَلَى الْأَعْرَجِ حَرَجٌ وَلَا عَلَى الْمَرِيضِ حَرَجٌ ۗ وَمَن يُطِعِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ ۖ وَمَن يَتَوَلَّ يُعَذِّبْهُ عَذَابًا أَلِيمًا ( 17 )

Köre vebal yoktur, topala da vebal yoktur, hastaya da vebal yoktur. Bununla beraber kim Allah'a ve peygamberine itâat ederse, Allah onu, altindan irmaklar akan cennetlere sokar. Kim de geri kalirsa, onu aci bir azaba ugratir.
لَّقَدْ رَضِيَ اللَّهُ عَنِ الْمُؤْمِنِينَ إِذْ يُبَايِعُونَكَ تَحْتَ الشَّجَرَةِ فَعَلِمَ مَا فِي قُلُوبِهِمْ فَأَنزَلَ السَّكِينَةَ عَلَيْهِمْ وَأَثَابَهُمْ فَتْحًا قَرِيبًا ( 18 )

Andolsun o agacin altinda (Hudeybiye'de) sana bey'at ederlerken Allah, müminlerden razi olmustur. Kalplerinde olani bilmis onlara güven indirmis ve onlari pek yakin bir fetih ile mükâfatlandirmistir.
وَمَغَانِمَ كَثِيرَةً يَأْخُذُونَهَا ۗ وَكَانَ اللَّهُ عَزِيزًا حَكِيمًا ( 19 )

Allah onlari elde edecekleri birçok ganimetlerle de mükâfatlandirdi. Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
وَعَدَكُمُ اللَّهُ مَغَانِمَ كَثِيرَةً تَأْخُذُونَهَا فَعَجَّلَ لَكُمْ هَٰذِهِ وَكَفَّ أَيْدِيَ النَّاسِ عَنكُمْ وَلِتَكُونَ آيَةً لِّلْمُؤْمِنِينَ وَيَهْدِيَكُمْ صِرَاطًا مُّسْتَقِيمًا ( 20 )

Allah size, elde edeceginiz birçok ganimetler vaad etmistir. Bunu size hemen vermis ve insanlarin ellerini sizden çekmistir ki bu, müminlere bir isaret olsun ve Allah sizi dogru yola iletsin.
وَأُخْرَىٰ لَمْ تَقْدِرُوا عَلَيْهَا قَدْ أَحَاطَ اللَّهُ بِهَا ۚ وَكَانَ اللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرًا ( 21 )

Bundan baska sizin güç yetiremediginiz, ama Allah'in sizin için kusattigi ganimetler de vardir. Allah herseye kâdirdir.
وَلَوْ قَاتَلَكُمُ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوَلَّوُا الْأَدْبَارَ ثُمَّ لَا يَجِدُونَ وَلِيًّا وَلَا نَصِيرًا ( 22 )

Eger kâfirler sizinle savassalardi arkalarina dönüp kaçarlardi. Sonra bir dost ve yardimci da bulamazlardi.
سُنَّةَ اللَّهِ الَّتِي قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلُ ۖ وَلَن تَجِدَ لِسُنَّةِ اللَّهِ تَبْدِيلًا ( 23 )

Allah'in öteden beri gelen kanunu budur. Allah'in kanununda asla bir degisiklik bulamazsin.
وَهُوَ الَّذِي كَفَّ أَيْدِيَهُمْ عَنكُمْ وَأَيْدِيَكُمْ عَنْهُم بِبَطْنِ مَكَّةَ مِن بَعْدِ أَنْ أَظْفَرَكُمْ عَلَيْهِمْ ۚ وَكَانَ اللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرًا ( 24 )

O sizi onlara karsi muzaffer kildiktan sonra Mekke'nin göbeginde onlarin ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çekendir. Allah, yaptiklarinizi görendir.
هُمُ الَّذِينَ كَفَرُوا وَصَدُّوكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَالْهَدْيَ مَعْكُوفًا أَن يَبْلُغَ مَحِلَّهُ ۚ وَلَوْلَا رِجَالٌ مُّؤْمِنُونَ وَنِسَاءٌ مُّؤْمِنَاتٌ لَّمْ تَعْلَمُوهُمْ أَن تَطَئُوهُمْ فَتُصِيبَكُم مِّنْهُم مَّعَرَّةٌ بِغَيْرِ عِلْمٍ ۖ لِّيُدْخِلَ اللَّهُ فِي رَحْمَتِهِ مَن يَشَاءُ ۚ لَوْ تَزَيَّلُوا لَعَذَّبْنَا الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا ( 25 )

Onlar inkâr eden ve sizin Mescid-i Haram'i ziyaretinizi ve bekletilen kurbanlarin yerlerine ulasmasini men edenlerdir. Eger kendilerini henüz tanimadiginiz mümin erkeklerle, mümin kadinlari bilmeyerek ezmek suretiyle bir vebalin altinda kalmaniz ihtimali olmasaydi, Allah savasi önlemezdi. Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmistir. Eger onlar birbirinden ayrilmis olsalardi elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba çarptirirdik.
إِذْ جَعَلَ الَّذِينَ كَفَرُوا فِي قُلُوبِهِمُ الْحَمِيَّةَ حَمِيَّةَ الْجَاهِلِيَّةِ فَأَنزَلَ اللَّهُ سَكِينَتَهُ عَلَىٰ رَسُولِهِ وَعَلَى الْمُؤْمِنِينَ وَأَلْزَمَهُمْ كَلِمَةَ التَّقْوَىٰ وَكَانُوا أَحَقَّ بِهَا وَأَهْلَهَا ۚ وَكَانَ اللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمًا ( 26 )

O zaman inkâr edenler, kalplerine taassubu, câhiliyet taassubunu yerlestirmislerdi. Allah da elçisine ve müminlere sükûnet ve güvenini indirdi. Onlari takva sözü üzerinde durdurdu. Zaten onlar buna pek layik ve ehil kimselerdi. Allah herseyi bilendir.
لَّقَدْ صَدَقَ اللَّهُ رَسُولَهُ الرُّؤْيَا بِالْحَقِّ ۖ لَتَدْخُلُنَّ الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ إِن شَاءَ اللَّهُ آمِنِينَ مُحَلِّقِينَ رُءُوسَكُمْ وَمُقَصِّرِينَ لَا تَخَافُونَ ۖ فَعَلِمَ مَا لَمْ تَعْلَمُوا فَجَعَلَ مِن دُونِ ذَٰلِكَ فَتْحًا قَرِيبًا ( 27 )

Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasini dogru çikardi. Allah dilerse siz güven içinde baslarinizi tiras etmis ve saçlarinizi kisaltmis olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz. Allah sizin bilmediginzi bilir. Iste bundan önce size yakin bir fetih verdi.
هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَىٰ وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ ۚ وَكَفَىٰ بِاللَّهِ شَهِيدًا ( 28 )

Bütün dinlerden üstün kilmak üzere, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur. Sahit olarak Allah yeter.
مُّحَمَّدٌ رَّسُولُ اللَّهِ ۚ وَالَّذِينَ مَعَهُ أَشِدَّاءُ عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاءُ بَيْنَهُمْ ۖ تَرَاهُمْ رُكَّعًا سُجَّدًا يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِّنَ اللَّهِ وَرِضْوَانًا ۖ سِيمَاهُمْ فِي وُجُوهِهِم مِّنْ أَثَرِ السُّجُودِ ۚ ذَٰلِكَ مَثَلُهُمْ فِي التَّوْرَاةِ ۚ وَمَثَلُهُمْ فِي الْإِنجِيلِ كَزَرْعٍ أَخْرَجَ شَطْأَهُ فَآزَرَهُ فَاسْتَغْلَظَ فَاسْتَوَىٰ عَلَىٰ سُوقِهِ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّارَ ۗ وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْهُم مَّغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا ( 29 )

Muhammed Allah'in elçisidir. Onun yaninda bulunanlar da kâfirlere karsi çetin, kendi aralarinda merhametlidirler. Onlari rükûa varirken secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve riza isterler. Yüzlerinde secdelerin izinden nisanlari vardir. Bu, onlarin Tevrat'taki vasiflaridir. Incil'deki vasiflari da söyledir: Onlar filizini yarip çikarmis, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalinlasmis, gövdesi üzerine dikilmis bir ekine benzerler ki bu, ziraatçilarin da hosuna gider. Allah böylece onlari çogaltip kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah inanip iyi isler yapanlara magfiret ve büyük bir mükâfat vaad etmistir.
Rastgele Kitaplar
- Kırk Hadis Şerhi
Yazan : İmam Acurri
Gözden geçiren : Muhammed Şahin
Yayınlayan : Rabva İslâmî Dâvet Bürosu - Riyad/S. Arabistan
Source : http://www.islamhouse.com/p/839
- İslam'da Resmin Hükmü
Yazan : Abdullah b. Abdulhamid el-Eseri
Gözden geçiren : Muhammed Şahin
Yayınlayan : Rabva İslâmî Dâvet Bürosu - Riyad/S. Arabistan
Source : http://www.islamhouse.com/p/837
- Kur'an'ı Nasıl Tefsir Etmeliyiz?
Yazan : Muhammed Nasıruddin el-Elbani
Source : http://www.islamhouse.com/p/946
- Son Üç Cüzün Tefsiri ile Müslümanı İlgilendiren Temel BilgilerÖzet olarak hazırlanmış olan elinizdeki bu kitap, Kur'an,Tefsir, Fıkhî Hükümler, Akîde ve Fezâil gibi, müslümanın hayatında ihtiyaç duyacağı en önemli konuları içermektedir. Bu kitap iki bölümden meydana gelmektedir: Birinci bölüm, değerli âlim Muhammed el-Aşkar'ın yazdığı, "Zubdetu't-Tefsîr" adlı kitabından alınan Kur'an-ı Kerim'in son üç cüzünün tefsirini içermektedir. İkinci bölüm ise, müslümanı ilgilendiren hükümleri içermektedir. Bu hükümler: Tecvid ile ilgili hükümler, akîde konusunda 62 soru, tevhîd hakkında sakin bir tartışma, İslâm'ın hükümleri (Kelime-i Şehâdet, temizlik, namaz, zekât, oruç ve hac), faydalı bilgiler, rukye, duâ, zikirler, büyük sevaplara vesile olan söz ve fiiller, yasaklanan söz ve fiiller, resimlerle namazın kılınışı ve abdestin alınışı ve ebediyet yolculuğu.
Yazan : Bir Grup Âlim
Yayınlayan : http://www.tafseer.info web sitesi - Riyad Eski Sanayii İslâmî Dâvet Bürosu
Source : http://www.islamhouse.com/p/144106
- Şia ve Mescid-i AksâBazıları Mescid-i Aksâ'nın Müslümanlar nezdindeki ve İslam dinindeki yeri hakkında kitap yazmamıza şaşırabilir. Çünkü bu konu tartışmasız kabul gören konulardan biridir ve Mescid-i Aksâ'nın çok fazla açıklamaya gerek olmayan yüce bir konumu vardır. Mescid-i Aksâ'nın konumu Allah Teâlâ'nın Kur'an-ı Kerim'deki apaçık ifadesiyle ve Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in sahih hadisiyle sabittir. İslam Ümmeti de Mescid-i Aksâ'nın fazileti üzerinde icma etmiştir/görüş birliğindedir. Fakat eminiz ki, bu kitabı okuyanlar gerçekleri gördükten sonra bize hak vereceklerdir. Mescid-i Aksâ ve Filistin'e destek iddiasında bulunan, mazlum Filistin halkını ve kutsal değerlerini savunduğunu öne süren bazı insanların oynadığı oyunun boyutunu farkedince bu kitabın neden yazıldığını anlayacaklardır. Mescid-i Aksâ'nın konumunu ve faziletini savunmak, Şiilerin muteber kabul ettikleri kitaplarda ve kaynak eserlerinde Mescid-i Aksâ hakkında yazılanlara karşı uyarmak gerekiyordu. Şiilerin mevcut haliyle Mescid-i Aksâ'nın hiçbir faziletinin olmadığını, bilkakis Mescid-i Aksâ'nın gökyüzünde bir mescid olduğunu ve âvâm halkın Mescid-i Aksâ'yı Kudüs'teki mescid zannettiğini yazdığına dikkat çekmek gerekiyordu. Biz de bu iddiaları karşılıksız bırakmak istemedik. Bu iddiaların tehlikesini ve asılsız olduğunu ortaya koymaya çalıştık. Bu iddiaları kitaplarında dile getiren iftiracıların oynadığı oyunun ve çevirdiği entrikanın boyutunu herkesin anlaması için perdenin kaldırılıp gerçeklerin ortaya çıkmasına sözümüzle ve kalemimizle de olsa katkıda bulunmak istedik. Araştırmalarımız sırasında ayrıca, Mescid-i Aksâ'nın konumu ve fazileti hakkında şüphe uyandırmak isteyen Yahudilerin ve Oryantalistlerin asılsız iddialarına Şia kaynaklarından deliller getirdiğini, bu iddiları ümmetimizin sabit değerlerine ve inancına darbe vurmak ve Mescid-i Aksâ'nın kalplerimizdeki yerini sarsmak için kullandıklarını gördük. Burada bir noktaya dikkat çekmek isteriz: Biz bu kitapla ümmetin vahdetini, Müslümanların birliğini ve kutsal değerlerimiz üzerinde görüş birliği sağlamayı hedefliyoruz. Allah'ın o kutsal yerleri fethetmeyi nasip ettiği kişileri sevmeyi ve Şia kitaplarında Müslümanların Kudüs'e verdiği değere saldırıda kullanacakları birçok şeye delil bulan Yahudi ve Oryantalist profesörlere fırsat vermemeyi hedefliyoruz. Çünkü Mescid-i Aksâ'nın konumu hakkında şüphe uyandıran rivayetlerin mutlaka düzeltilmesi ve Kudüs'ün faziletlerinin delillerle ispat edilmesi gerekiyordu.
Source : http://www.islamhouse.com/p/268695